- sırrını aç
- confide
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna — bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna — bir sır dosta bile söylenmemelidir, söylendiğinde o da başkasına anlatır, böylece o sır yayılır ve sır olmaktan çıkar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırdaş olmak — sırrını paylaşmak Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol. T. Oflazoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
qəlb — is. <ər.> 1. Ürək (adətən insanın daxili aləmi, onun hisslərinin, təəssüratının, əhvali ruhiyyəsinin simvolu, rəmzi təzahürü mənasında işlənir). Bu təsadüf onun qəlbində bir etimad oyandırdı. M. Ə. S.. Haman qız bütün səyahətçilərin qəlbini … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
SIRR — Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey. * Müşâhedetullah ın mahalli bulunan kalbdeki lâtife. * İnsanın aklının ermediği şey. Allah ın hikmeti.(Sırrını kimseye fâş etme sırrın fâş olur.Sen kendi sırrını saklayamazsanEl sana nasıl sırdâş… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açılmak — nsz 1) Açma işi yapılmak veya açma işine konu olmak Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Anayasa 2) Renk koyuluğunu yitirmek Perdenin rengi açıldı. 3) Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak Ateşi düşünce hasta açıldı. 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulmak — i, ur 1) Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyi elde etmek 3) Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek Paramı buldum. 4) Varlığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevher — is., Ar. cevher 1) Bir şeyin özü, maya, gevher Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum. S. F. Abasıyanık 2) Değerli süs taşı, mücevher 3) mec. İyi yetenek Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır. P. Safa 4) fel … Çağatay Osmanlı Sözlük
sır — 1. is., rrı, Ar. sirr 1) Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey 2) Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten. T.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırdaş — is. 1) Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem Her konuda yardımcı olabilecek güvenilir bir sırdaş bulmam gerekiyordu. R. Erduran 2) Birinin sırrını bilecek kadar ona yakın olan kimse Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sırdaş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük